Hakkımızda

Gizle

'Tarihi Yarımada'da Osmanlı Disneyland’ı'

"Tarihi Yarımada’da Ne Oluyor?" başlıklı panelde Prof. Dr. Akyürek, Prof. Dr. Dinçer, Doç. Dr. Eres, Perouse, Köksal, kentsel dönüşüm, yeniden ihya, mega projelerin kıskancındaki tarihi yarımadanın geleceğini konuştu.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nün "Tarihi Yarımada’da Ne Oluyor?" başlıklı panelinde kentsel dönüşüm, yeniden ihya, mega projelerin kıskancındaki tarihi yarımadanın geleceği konuşuldu.

MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden Prof. Dr. Gülşen Özaydın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bizans Sanatı Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Engin Akyürek, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden Prof. Dr. İclal Dinçer, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden Doç. Dr. Zeynep Eres, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nden Jean François Perouse, MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Aykut Köksal konuşmacılar arasındaydı.

"Yenikapı dolgu projesi yapıyı bozdu"
Paneldeki ilk konuşmacı Aykut Köksal, yapımı neredeyse tamamlanan Yenikapı Dolgu projesinin tarihi yarımadanın bugüne kadar yapısını bozan en kötü proje olduğunu belirterek dünden bugüne, yarımadanın yaşayan bir kültür varlığı olarak ele alınması gerektiğini belirtti.

Köksal, Bizans saray mimarlığının günümüze en iyi ulaşan nadir örneklerinden Tekfur Sarayı'nın hatalı restorasyonlar ile tanınmaz hale geldiğini, restorasyon işlemleri esnasında içeri alınmadığını ve işlemlerinin ancak belediye başkanlarının twitter'dan paylaştığı şirket reklamları sayesinde takip edilebildiğini ifade etti.

"İstenmeyen figürler sur dışına itiliyor"
Jean François Perouse,'İstanbul'un genel yüzölçümünün yanında 1560 hektar gibi ufak bir alanda bulunan yarımadanın sayısız projeyle yeniden işlevlendirildiğine dikkat çekti.

"Bir müze kent projesi ile üretim faaliyetleri bölgeden dışarı itilip her geçen gün turizme daha çok ağırlık veriliyor.Yıllar önce şekillendirilen Laleli bölgesinden sonra Historia AVM'nin açılışıyla nasıl bir yarımada tahayyül edildiği ortaya çıkıyor. Süleymaniye ve Küçükpazar mahallelerinde göçmenler ve bekarları hedef alan dönüşüm, Sulukule'de Romanları hedef alıyor."

"Sivil toplumun denetimine kapalı bir yarımada"
Yarımadada okullar, kamu kuruluşları mülkleri, TCDD arazilerinin tehdit altında olan yeni alanlar olduğunu belirten İclal Dinçer, geçtiğimiz günlerde kullanıma açılan Haliç Metro köprüsünün dünya miras komitesi ve akademisyenlerin tasarım düzenlemeleri, değişiklik taleplerine karşın tarihi yarımada silüetini ve üstün evrensel değerini olumsuz yönde etkilediğini belirtti.

Yarımadada otoriter ve sivil toplumun denetimine kapalı hale gelen bir yerel yönetim anlayışıyla karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Dinçer "Sulukule'de dönüşüm öncesi müzakere yöntemini denedik. Bugün müzakere değil mücadele günüdür" diyerek sözünü bitirdi.

"Bizans eserleri korunmuyor"
Engin Akyürek, Türkiye Arkeolojik Yerleşmeler Projesi'nin (TAY) hazırladığı envantere göre sur içinde Bizans dönemine ait 173 adet yapı/mimari kalıntısı olduğunu söyledi.

Osmanlı döneminde camiye dönüştürülmeyen Bizans eserlerinin yok olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önündeki çitli alanda yine Bizans dönemine ait Polyeuktos Kilisesi kalıntılarını yıllardır sahipsiz kaldığını dile getirdi.

Eminönü Acımusluk Sokakta bulunan Botaniates Sarayı kalıntısı olduğu düşünülen yapının bir esnafın meşrubat deposu olarak kullanıldığını, bu tür ikincil kullanımların kültür varlıklarında tahribatı arttırdığını vurguladı.

Türkiye'de restorasyon uygulamalarının yeni gelişmeye başladığı ve beton şap kullanılarak hatalı şekilde yapılan Fenari İsa, Hirami Ahmet, Bodrum Cami restorasyonlarının o dönemde malzeme yoksunluğu göz önüne alınarak değerlendirilebileceğini söyleyen Akyürek, geriye kalan Bizans eserlerinin "kitlesel restorasyon furyası"nın kurbanı olduğunu söyledi.

"Koruma planı şart"
Zeynep Eres, tarihi yarımadada 100'den fazla rekonstrüksiyon projesi olduğunu bu projelerdeki eserlerin bir çoğunun aslında uygun yerlerde konumlandırılmadığını ve sahte bir tarih yaratılmaya çalışıldığını vurguladı.

İnşa edilmesi planlanan Osmanlı dönemi rekonstrüksiyon projeleriyle tarihi yarımadanın bir "Osmanlı Disneyland"ı olarak düzenlendiğini söyledi. Tarihi yarımadada bütünsel ölçekli bir koruma planı oluşturulması gerekliliğini hatırlattı.

 

Haber: Bianet - Mehmet Cenk Yürükoğulları